top of page
Biz çocukken...

Biz Çocukken...

 

  Biz çocukken göğün sadece anne-babamızın kucağındaki kadar yüksekte olduğunu sanırdık. Onlar kucağına aldığında başımızın göğe değeceğini düşünürdük. 

Emeklemekle bile büyük adımlar attığımızı düşünürken, bir anda koşmaya başladık ve her yere artık çok hızlı şekilde gidebileceğimizin hesaplarını yapardık.

 

  Biz çocukken önyargılarımız yoktu. Yaşımız küçüktü ama küçük hesaplar peşinde değildik. Her şeye mantıklı bir açıklamamız vardı çünkü mantık aramadan çocuk aklımızla konuşurduk.

 

 

  Biz çocukken uçmamıza izin verirlerdi. Çünkü kanatlarımız olduğunu sanırdık. Galiba bize bu yüzden melek derlerdi.

 

  Hepimizin en yakınında mutlaka küçük yeğeni, kuzeni, çocuğu vardır. Bunlarla muhabbetinizi hatırlayın. Sorduğumuz sorulara öyle cevaplar verirler ki, büyük halimizle bizi bile şaşırtır ve ne karşılık vereceğimizi düşündürür.

 

  Çocuk(luk) işte… Tüm algısı sorduğu sorulara verdiğimiz cevaplardan ve kendi uydurmalarından oluşan bir insan yavrusu. Öyle masum öyle doğru düşünüyor ki, “çocuk haklı” demekten kendimizi alamıyoruz.

 

  Mühim olan o çocukluğu kaybetmeden hayata devam etmek…

 

  Nihayetinde görünmese de o kanatların sahibi biziz.

 

  Çocuk olmaktan, çocuk kalmaktan korkmayın.

 

  Uçuş serbest.

bottom of page