



Kişisel Yazmanın Verdiği Rahatlık
Şimdiye kadar sürekli bildiğim şeyleri anlattım durdum. Yok CSS’de şu şöyle JQuery’de bu böyle bilmem ne bilmem ne :/ Ama kişisel yazmak kadar kimse rahatlatmıyor insanı. Bir şeyler anlatmak için yazı yazdığında ona bir tepki bekliyorsun. İnsanlar yorum yapsın tıklanması artsın falan fistan.. Üstüne bide yazı yazma eziyetini çeken sanki ben değilmişim gibi iki saat etiketiydi yok odaklı kelimesiydi sosyal medyada yayınla arama motoruna yolla seo dünyasından sanki çok şey biliyomuşum gibi uğraş dur..
Kişisel yazmak öyle mi? Hiç derdin tasan yok be abi Resmine güzel bir şey koymuş olayım birde yazım güzel olsun hop bide afilli bi başlık yolla gitsin. Google Amca aldı mı? Üst sıralarda çıkıyor mu? Kaç kişi okudu? Çokta tın! Keyfine yazı yazmak kadar mutluluk veren bir şey daha yok. Çünkü sadece yazıyorsun. Kimin okuduğu pek derdinde değil. Yorum gelince mutlu olmuyor muyum? Dibine kadar.. (Yazıyı buraya kadar okuyan ve bunu görensen dibine bi yorum çakıver :P) Ama yok o kadar yazdım da sadece 50 kişi mi okudu derdi yok. Ben yazarım. Tanıyanlar okur, tanımayan görür bir bakar severse okumaya başlar. Guççük guççük heyran kitcecağım genişler. Okuyanlara müteakıp yorumlayanlar artar.
Sonra ooh egomdan geçilmez Ne oldu ya bu Efe’ye diyecek olanlarınız vardır. Bende bilmiyorum ama kendim hakkında bir şeyler yazmak isteği geldi ve çok rahat olduğu kanaatine vardım. Ben kafama koyarda yapmaz mıyım hiç? Güm temayı değiştir fuzuli dersleri falan sil gitsin vee yeni yazı ekle: “Kişisel Yazmanın Verdiği Rahatlık”Günlük yazmayı seven biri olup olmadığımı bilmiyorum. En son 1.Sınıfta günlük yazmıştım. “Sevgili günlük kalktım yedim içtim sıkıldım gezdim yattım görüşürüz..” Gündelik olarak yaptığım şeyleri kağıda yazıp sır gibi kilitleyip saklayıp sonrada okumak işsiz işi bana göre. He nedir ben bloguma yazarım siz kağıda yazarsınız eyvallah. Benim yazdığımı okuyan tek tük olsa da çıkarda peki ya günlüğü? Asla okutmazsınız. Neden? O benim mahremim. Peki ne yazdın o mahremine? “Bugün çok güzel bir gün okulda şu şu oldu o beni kesti bu bana baktı hocalar çok gıcık dünya sıkkınç olmaya başladı her şey monoton yatıyorum ben hadi bb” Mahreme bak sen hele sır gibi sakladığın fareli köyün kavalcısından daha atraksiyonlu hayatın bu mu? Oysa yazdığımız bloglara bakın. Günlük yaşantımızı yazmaktan çok günlük yaşantımızdaki olaylara bakış açımızı yazıyoruz. Günlük dediğiniz yazımı mı güzelleştiriyor? 2 Satır günlük yazınca yazım güzelleşeceğine 2 paragraf blog yazarım hayal gücüm, bakış açım güzelleşir.. Bu yüzden sanırım günlük yazmıyorum
Peki ya kişisel yazmanın tek güzel yanı kolay olması ve hayal gücünü geliştirmesi mi? Tabiki de hayır. Yukarıda söylediğim gibi olayları olduğu gibi yazmıyorsunuz, olaylara kendi bakış açınızı yazıyorsunuz. Ve yine yukarıda yorumları sevdiğimi söylemiştim. Buda işte kendi düşüncenizin kendi bakış açınızın, size paralel düşünen insanlar tarafından desteklenmesini sağlıyor. Çok edebi bir cümle oldu açalım Şimdi ben bir siyasi yazı yazdım. Bir kişiye sitem ettim. Yorum olarak benimle aynı düşünen insanların desteklemeleri gelince iyi ki de yazmışım diyor insan. He zıt düşünen insanları görmek de güzel oluyor. Yapıştırıyorsunuz cevabı. Hele blogunuzda ki yazılarda uzun uzadıya bir tartışmaya girmek gibisi yok. İnsana “kimin blogunda kime artistlik yapıyon sen?” endamı geliyor
Velhasıl kelam kişisel yazmanın yerini hiçbir şey tutmuyor. Ne günlük nede başka bir şey.. Benden tavsiye gidin blog açın Benim de reklamımı yaparsınız hem Açamayacaksanız da şunun dibine bir yorum atıverin ya la